very uncommon; scarce

listen to the pronunciation of very uncommon; scarce
Englisch - Türkisch

Definition von very uncommon; scarce im Englisch Türkisch wörterbuch

rare
hafif/az pişmiş/nadir
rare
{s} bulunmaz
rare
(Gıda) az pişmiş et
rare
kanlı (et)
rare
nadide
rare
türüne az rastlanan
rare
türüne az rastlanır
rare
seyrek

O seyrek olarak kiliseye gider. - He rarely goes to church.

rare
süper
rare
(et) az pişmiş
rare
{s} nadir

Emekli olur olmaz insanlar seni nadiren görmeye gelirler. - People rarely come to see you once you are retired.

Benim için bu nadir kitabı bulabilir misin? - Can you obtain this rare book for me?

rare
ender,seyrek
rare
yoğun olmayan rareearth metal nadir toprak elementi
rare
rareness nadirlik
rare
müthiş
rare
harika
rare
seyrek olarak

O seyrek olarak kiliseye gider. - He rarely goes to church.

rare
{s} nadir, seyrek, az bulunur
Englisch - Englisch
rare
very uncommon; scarce
Favoriten