Ona çabucak alışacaksın.
- You'll get used to it in no time.
Her işten anlarım. On parmağımda on marifet vardır. Önüme set çekmeye çalışacaklar, ama mevki basamaklarını çabucak çıkacağım.
- I'm a jack of all trades, a real triple threat. They'll try to stop me, but I'll be rising up the ranks in no time.
Derhal hazır olacağız.
- We'll be done in no time.
İtfaiyeciler yangını hemen söndürdüler.
- The firemen had the fire out in no time.
Beni bekle. Hemen döneceğim.
- Wait for me. I'll be back in no time.
Bir an önce orada olacaksın.
- You'll be there in no time.
Profesyonel bir hırsız bir araba kapısını bir levye ile zaman kaybetmeden açabilir.
- A professional thief can jimmy a car door in no time.
Zaman kaybetmeden orada olmalıyız.
- We should be there in no time.