very nice, wonderful in a general sense

listen to the pronunciation of very nice, wonderful in a general sense
Englisch - Türkisch

Definition von very nice, wonderful in a general sense im Englisch Türkisch wörterbuch

lovely
{s} güzel

Meg'in güzel bir yüzü var. - Meg has a lovely face.

Biz güzel bir yemek yedik. - We had a lovely meal.

lovely
{s} sevimli

İki oğlan sevimli bir kediyle yalnız yaşıyorlardı. - The two boys lived alone with a lovely cat.

O, sevimli köpeğin kendine ait olmasını diledi. - She wished the lovely dog belonged to her.

lovely
sevgili

Ve yolun her adımında benim arkamda olan sevgili karım Kate'e teşekkür etmeliyim. - And I must thank my lovely wife, Kate, who was behind me every step of the way.

lovely
sevilir
lovely
şeker
lovely
hoş

Eğer para kazanmak için buradaysan, Amerika bulunmak için hoş bir yer. - America is a lovely place to be, if you are here to earn money.

Siz çok hoş bir seyircisiniz. - You're such a lovely audience.

lovely
harika
lovely
nefis
lovely
{s} şirin
lovely
ÇOK ŞEKER
lovely
sevimlilik
lovely
lovelinessgüzellik
lovely
hoş/sevimli
Englisch - Englisch
lovely