Sana söyleyecek bir hayli şeyim var.
- I have a great deal to tell you.
Tom'a bir hayli hayranım.
- I admire Tom a great deal.
O, oldukça çok kazanır.
- He earns a great deal.
Onun konuşması onun çok şey bildiğine beni inandırdı.
- His talk led me to believe that he knows a great deal.
Tom oldukça çok seyahat eder.
- Tom travels a great deal.
Bu benim için oldukça çok şey ifade ederdi.
- It would mean a great deal to me.
They had a good deal less than we had.
They had a great deal less than we had.