Sana söyleyecek bir hayli şeyim var.
- I have a great deal to tell you.
O bir hayli sabır gösterdi.
- He displayed a great deal of patience.
Onun konuşması onun çok şey bildiğine beni inandırdı.
- His talk led me to believe that he knows a great deal.
Yapacak çok işim var.
- I have a great deal to do.
Ona oldukça çok borçluyum.
- I owe him a great deal.
Tom oldukça çok okur.
- Tom reads a great deal.
They had a good deal less than we had.
They had a great deal less than we had.