Biz pek çok konuşmadık.
- We didn't talk very much.
Hanako keki çok fazla seviyor.
- Hanako likes cake very much.
Tom çok fazla değişmedi.
- Tom hasn't changed very much.
Tehlikenin gayet farkındayım.
- I'm very much aware of the danger.
Geçen gece beni akşam yemeğine götürdüğün için çok çok teşekkürler.
- Thanks very much for having me to dinner the other night.
Sirk bizi çok eğlendirdi.
- The circus entertained us very much.
Onu bildiğim için çok rahatladım.
- I am very much relieved to know that.
After a day in the hot sun, he needed a shower in the worst way.
... BRIAN MCCLENDON: Thank you very much. ...
... REIHAN SALAM: Thanks very much, Daniel. ...