Biz pek çok konuşmadık.
- We didn't talk very much.
Tom çok fazla değişmedi.
- Tom hasn't changed very much.
Tom konserden çok fazla hoşlanmadı.
- Tom didn't enjoy the concert very much.
Tehlikenin gayet farkındayım.
- I'm very much aware of the danger.
Geçen gece beni akşam yemeğine götürdüğün için çok çok teşekkürler.
- Thanks very much for having me to dinner the other night.
Hediyen için çok teşekkürler.
- Thank you very much for your present.
Onu bildiğim için çok rahatladım.
- I am very much relieved to know that.
After a day in the hot sun, he needed a shower in the worst way.
... Thank you very much. ...
... So thank you very much, and I'm very pleased to be a part ...