Biz pek çok konuşmadık.
- We didn't talk very much.
Tom Fransızcayı çok fazla konuşmaz.
- Tom can't speak very much French.
Tom konserden çok fazla hoşlanmadı.
- Tom didn't enjoy the concert very much.
Tehlikenin gayet farkındayım.
- I'm very much aware of the danger.
Geçen gece beni akşam yemeğine götürdüğün için çok çok teşekkürler.
- Thanks very much for having me to dinner the other night.
Onu bildiğim için çok rahatladım.
- I am very much relieved to know that.
Klavsenin sesini çok severim.
- I like the sound of harpsichord very much.
After a day in the hot sun, he needed a shower in the worst way.
... So thank you very much, and I'm very pleased to be a part ...
... So thank you very much for all the participation of the ...