Biz pek çok konuşmadık.
- We didn't talk very much.
Hanako keki çok fazla seviyor.
- Hanako likes cake very much.
Tom konserden çok fazla hoşlanmadı.
- Tom didn't enjoy the concert very much.
Tehlikenin gayet farkındayım.
- I'm very much aware of the danger.
Geçen gece beni akşam yemeğine götürdüğün için çok çok teşekkürler.
- Thanks very much for having me to dinner the other night.
Onu bildiğim için çok rahatladım.
- I am very much relieved to know that.
Klavsenin sesini çok severim.
- I like the sound of harpsichord very much.
After a day in the hot sun, he needed a shower in the worst way.
... Thank you very much. ...
... Lady Gaga, which basically means you don't have very much ...