very large, immense, huge

listen to the pronunciation of very large, immense, huge
Englisch - Türkisch

Definition von very large, immense, huge im Englisch Türkisch wörterbuch

enormous
{s} muazzam

Soda muazzam miktarda şeker ve kalori içerir. - Sodas contain enormous amounts of sugar and calories.

Bu ufacık gelişmenin yanında suç işlenmesindeki muazzam artış, muhakkak göz önünde bulundurulmalıdır. - This slight improvement has to be set against an enormous increase in crime.

enormous
kocaman

Fil kocaman bir yaratıktır. - The elephant is an enormous creature.

Onun kocaman parmakları vardır. - He has enormous fingers.

enormous
çok iri
enormous
devasa
enormous
{s} dağ gibi (Argo)
enormous
hudutsuz
enormous
hayvani
enormous
çok geniş
enormous
fil gibi
enormous
koskoca
enormous
çok büyük

Karısına çok büyük bir servet bıraktı. - He left his wife an enormous fortune.

Yeni bina çok büyüktür. - The new building is enormous.

enormous
iri

Kuzenlerim arasında, bilirsiniz, en iri göğüsleri olan bir kız var. - Among my cousins, you know, there's a girl with the most enormous breasts.

Filler iri bir hayvandır. - An elephant is an enormous animal.

enormous
(sıfat) büyük, azman, kocaman, koskocaman, dağ gibi, muazzam
enormous
{s} koskocaman
enormous
{s} büyük

Bir fil çok büyük bir hayvandır. - An elephant is an enormous animal.

Esperanto kesinlikle çok büyük bir zaman kaybı! - Esperanto is surely an enormous waste of time!

enormous
enormouslyaşırı derecede
enormous
aşırı

Aşırı derecede eğlendim, inan bana. - I enjoyed myself enormously, believe me.

Englisch - Englisch
{s} enormous
very large, immense, huge
Favoriten