Bu organizma, suyun donma noktasının çok altındaki sıcaklıklarda hayatta kalabilir.
- This organism can survive at temperatures well below the freezing point of water.
Suyun donma noktası nedir?
- What's the freezing point of water?
Tom dondurucu suya atladı.
- Tom jumped into the freezing water.
O dondurucu suda yüzmeye çalışmak onun çılgınlığıydı.
- It was crazy of him to try swimming in that freezing water.
Neredeyse donarak ölecektik.
- We came dangerously close to freezing to death.
Donan bir dilenci tedavi için hastaneye getirildi. Fakat faturayı ödemek için bir senti bile yoktu.
- A freezing beggar was brought into the hospital for treatment. However, he didn't have even one cent with which to settle the bill.
Burada hava çok soğuk.
- It's freezing in here.
Burada dışarısı çok soğuk.
- It's freezing out here.
Burada hava çok soğuk.
- It's freezing in here.
O donuyordu, bu yüzden soğuktan titredi.
- He was freezing, so he shivered with cold.
Bu organizma, suyun donma noktasının çok altındaki sıcaklıklarda hayatta kalabilir.
- This organism can survive at temperatures well below the freezing point of water.
Sıcaklık sadece donma noktasının üzerinde.
- The temperature is just above freezing.
It's brass monkey weather today, isn't it?.
I arrived on a day of this last cold bone-chilling month of December.
I'm fair nithered, sat sittin' here in this bloody draught.
Blimey, it's brass monkeys out there today.
... will cease to twinkle, the universe will be so big, it'll be very cold. At that point, ...