very clear

listen to the pronunciation of very clear
Englisch - Türkisch
apaçık
besbelli
ayan beyan
distinct
{s} belirgin

Tom'un sağ gözünün altında belirgin bir yara izi vardı. - Tom has a distinctive scar under his right eye.

Onlar arasında belirgin bir fark var. - There's a distinct difference between them.

distinct
arı
distinct
(Biyokimya) ayrık
distinct
farklı

Kanser tek değil fakat yüzlerce farklı hastalıklardan biridir. - Cancer is not one but more than one hundred distinct diseases.

Onun farklı bir İngilizce aksanı var. - She has a distinct English accent.

distinct
bariz

Uzun boy, basketbolda bariz bir avantajdır. - Height is a distinct advantage in basketball.

distinct
ayrı

Bu ayrı bir olasılık. - That's a distinct possibility.

O, sınıf ayrımlarının ortadan kaldırılmasını savundu. - He advocated abolishing class distinctions.

distinct
belli
distinct
{s} açık, belli
distinct
şüphesiz
distinct
(Mukavele) ayrı, farklı; bağımsız
distinct
kesin olarak
distinct
(sıfat) ayrı, farklı, başka; belirgin, açık, aşikâr
distinct
distinctly açıkça
distinct
distinctness vuzuh
distinct
muhakkak
distinct
müstakil
distinct
{s} ayrı, farklı, başka
distinct
farkIıIık
Englisch - Englisch
distinct
very clear

    Silbentrennung

    ve·ry clear

    Türkische aussprache

    veri klîr

    Aussprache

    /ˈverē ˈklər/ /ˈvɛriː ˈklɪr/

    Videos

    ... the value of elite schools, that's a very clear trend. ...
    ... It's very clear that it's a big problem. ...
Favoriten