O çok güzeldir, daha neyse çok akıllıcadır.
- She is very beautiful, and what is more, very wise.
İsviçre, çok güzel bir ülkedir ve ziyaret edilmeye değerdir.
- Switzerland is a very beautiful country and well worth visiting.
O hasta olsa bile harika görünüyor.
- Even ill she looks gorgeous.
Yüzüğü harika değil mi?
- Isn't her ring gorgeous?
O 22 yaşında göz kamaştırıcı bir kızdı.
- She was a gorgeous girl of 22.
Senin kesinlikle göz kamaştırıcı olduğunu düşünüyorum.
- I think you're absolutely gorgeous.
Muhteşem kek ağzımı sulandırdı.
- The gorgeous cake made my mouth water.
Muhteşem görünüyorsun.
- You're looking gorgeous.
Bu görkemli bir şehir.
- This is a gorgeous town.
Ne görkemli bir çiçek!
- What a gorgeous flower!
O zengin ve daha da iyisi o çok güzel.
- She's rich, and even better, she's gorgeous.
Çok güzel gözlerin var.
- You have gorgeous eyes.