very bad; lousy

listen to the pronunciation of very bad; lousy
Englisch - Türkisch

Definition von very bad; lousy im Englisch Türkisch wörterbuch

terrible
korkunç

Korkunç kazada düzinelerle insan yaralandı. - Dozens of people were injured in the terrible accident.

Ken korkunç bir soğuk algınlığı olmuş gibi görünüyor. - Ken seems to have a terrible cold.

terrible
{s} berbat

Berbat bir deneyim yaşadım. - I had a terrible experience.

Ben bugün berbat hissediyorum. - I feel terrible today.

terrible
{s} çok kötü

Sigara içmek sağlığınız için çok kötüdür. - Smoking is terrible for your health.

Sanırım Tom'a çok kötü bir şey oldu. - I think something terrible has happened to Tom.

terrible
{s} korkunç: The side effects of this drug are terrible. Bu ilacın yan etkileri korkunç
terrible
{s} müthiş

Tom müthiş bir keşif yaptı. - Tom made a terrible discovery.

Tom müthiş göründüğümü söyledi. - Tom said I looked terrible.

terrible
(Argo) bombok
terrible
dehşet verici

Bu yol dehşet verici. - This road is terrible.

terrible
sunturlu
terrible
rezil
terrible
aşırı
terrible
çok

Yazma konusunda çok iyisin. Ben kötüyüm. - You're so good at writing. I'm terrible.

Sigara içmek sağlığınız için çok kötüdür. - Smoking is terrible for your health.

terrible
aşırı derecede
terrible
berbat/korkunç
terrible
korkulacak
terrible
{s} çok kötü; berbat: He's got a terrible cough. Çok
terrible
terribly müthiş bir şekilde
Englisch - Englisch
terrible

Whatever he thinks, he is a terrible driver.

very bad; lousy
Favoriten