very, extremely; as, an awful big house

listen to the pronunciation of very, extremely; as, an awful big house
Englisch - Türkisch

Definition von very, extremely; as, an awful big house im Englisch Türkisch wörterbuch

awful
{s} berbat

Berbat bir şeyin kokusunu alıyorum. - I smell something awful.

O şarkıcının berbat bir sesi var. - That singer has an awful voice.

awful
dehşet verici
awful
{s} çok kötü

Ona böyle korkunç şeyler söyledim. Ben çok kötü hissediyorum. - I said such horrible things to him. I feel so awful.

Geçen yaz çok kötüydü. - Last summer was awful.

awful
{s} k.dili. çok fazla, pek çok: That'll take an awful lot of work. O çok iş ister
awful
(Argo) bombok
awful
çok fena
awful
rezalet
awful
{s} korkunç

Bugün hava korkunç sıcak. - It's awfully hot today.

O, korkunç bir gündü. - That was an awful day.

awful
{s} oldukça büyük
awful
çok

Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç. - There are very few shops and the cinema is awful.

Tom çok yorgun görünüyordu. - Tom seemed awfully tired.

awful
dili heybetli
awful
iri awfully
awful
rezil
awful
müthiş

Onun konuşması müthiş sıkıcıydı. - His speech got awfully boring.

Müthiş bir bisikletim var. - I have an awful bike.

awful
sunturlu
Englisch - Englisch
awful
very, extremely; as, an awful big house
Favoriten