I'm being given a second chance.
- Bana ikinci bir şans veriliyor.
Again this year a lot of concerts are being given by amateur musicians.
- Bu yıl yine amatör müzisyenler tarafından birçok konser veriliyor.
The data hasn't been compiled yet.
- Veri henüz derlenmiş değil.
I will marshal a fair amount of scientific data to support my argument.
- Benim tartışmayı destekleyecek adil bir miktar bilimsel veriyi sıralayacağım
The statistical data presented in her paper is of great use for us in estimating the frequency of the movement.
- Onun raporunda sunulan istatistiki veriler hareketin sıklığını tahmin etmede bizim için çok faydalı.
See the example given above.
- Yukarıda verilen örneğe bak.
Food and blankets were given to the refugees.
- Yiyecekler ve battaniyeler mültecilere verildi.