Tom sağduyulu, değil mi?
- Tom is discreet, isn't he?
Tom çok sağduyulu, değil mi?
- Tom is very discreet, isn't he?
Çok ağzı sıkı olacağım.
- I'll be very discreet.
Merak etme Mary, ben ağzı sıkı olacağım.
- Don't worry, Mary, I'll be discreet.
Tom ihtiyatlı bir şekilde partiden erken ayrıldı.
- Tom discreetly left the party early.
Tom bana Mary'nin ihtiyatlı olacağını düşündüğünü söyledi.
- Tom told me that he thought Mary would be discreet.
Sonbaharda, fanlar üzerine kapaklar konur.
- In the fall, covers are put over the fans in trains.
Birçok kitap için, kapaklar çok uzaktadır.
- For many books, the covers are too far apart.
Tom bana Mary'nin ihtiyatlı olacağını düşündüğünü söyledi.
- Tom told me that he thought Mary would be discreet.
Annesi çocuğu ihtiyatlı biçimde gözledi.
- His mother discreetly kept an eye on the boy.