veilchen

listen to the pronunciation of veilchen
Deutsch - Türkisch
- {'faylhın} s menekşe
[das] menekşe
gözü kara
parlatıcı
Englisch - Türkisch

Definition von veilchen im Englisch Türkisch wörterbuch

black eye
morarmış göz
black eye
siyah göz

Siyah gözlükler kör meslektaşımın gözlerini örter. - Black eyeglasses cover the eyes of my blind colleague.

Tom Mary'nin siyah göz hakkında hiçbir şey söylemedi. - Tom said nothing about Mary's black eye.

black eye
kara göz
shiner
morarmış göz
shiner
çil para
shiner
parlatıcı
black eye
kara leke
shiner
{i} parlayan şey
shiner
argo morarmış göz
shiner
parlak ufak balık
shiner
{i} gümüşi balık (g. amer.)
shiner
{i} altın lira
shiner
(isim) parlatıcı, parlayan şey, altın lira, morarmış göz, gümüşi balık (g. amer.)
shiner
mor göz/elmas
Deutsch - Englisch
violets

In the valley, the violets came out early. - Im Tal schauten die Veilchen schon früh aus der Erde.

She grows many kinds of flowers-roses, violets, sunflowers, and so on. - Sie züchtet viele Blumenarten: Rosen, Veilchen, Sonnenblumen und so fort.

black eye
violas (botanical genus)
shiner
Das gibt ein mordmäßiges Veilchen.
It's gonna be a doozy of a black eye