Jane's farewell speech made us very sad.
- Jane'in veda konuşması bizi çok üzdü.
A farewell party was held in honor of Mr Smith.
- Bir veda partisi, Bay Smith'in şerefine düzenlendi.
Tom was looking for you to say goodbye.
- Tom veda etmek için seni arıyordu.
Tom wants to say goodbye.
- Tom veda etmek istiyor.
We are giving a farewell party for him tonight.
- Bu akşam onun için bir veda partisi düzenliyoruz.
Tom suggested that we have a farewell party for Mary.
- Tom Mary için bir veda partisi yapmamızı önerdi.
The Vedas were written in Sanskrit.
- Vedalar Sanskritçe yazılmıştır.
Jane's farewell speech made us very sad.
- Jane'in veda konuşması bizi çok üzdü.
We are giving a farewell party for him tonight.
- Bu akşam onun için bir veda partisi düzenliyoruz.
She was forced to say farewell to the city of her birth.
- O doğduğu şehre veda etmek zorunda kaldı.
Are you sure you want to leave without saying goodbye?
- Vedalaşmadan gitmek istediğine emin misin?
You can't leave until you've said goodbye to Tom.
- Tom'la vedalaşıncaya kadar gidemezsin.