vatansız

listen to the pronunciation of vatansız
Türkisch - Englisch
homeless
stateless
vatan
{i} homeland

Norway is my new homeland. - Norveç benim yeni vatanımdır.

Mr. and Mrs. Yamada will return to their homeland next month. - Bay ve Bayan Yamada gelecek ay vatanlarına geri dönecekler.

vatan
motherland
vatan
soil
vatan
habitat
vatan
fatherland

It is sweet and honorable to die for the fatherland. - Vatan için ölmek tatlı ve onurludur.

My fatherland is there, where my soul is. - Ruhum neredeyse vatanım oradadır.

vatan
(Politika, Siyaset) nation

I chose dual nationality. - Çifte vatandaşlığı seçtim.

The patriots stood up for the rights of their nation. - Vatanseverler kendi milletinin haklarını savundu.

vatan
native country

Georgia is his native country. - Gürcistan onun ana vatanı.

vatan
land
vatan
country

It is an act of treason to sell military secrets to your country's enemies. - Askeri sırları ülkenin düşmanlarına satmak vatan hainliğidir.

Great artists have no country. - Büyük sanatçıların vatanı yoktur.

vatan
home

At first, Meg was homesick. - İlk başta, Meg vatan hasreti çekti.

Norway is my new homeland. - Norveç benim yeni vatanımdır.

Vatan
Blighty
Vatan
Britain or England as homeland (name used affectionately in jest)
vatan
native country, motherland, homeland, country
vatan
native land
vatan
(göçmen) old country
vatan
native shore
Türkisch - Türkisch
Vatanı olmayan
haymatlos
vatan
Yurt: "Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın / Bir vatan kalbinin attığı yerdir."- N. H. Onan
VATAN
(Osmanlı Dönemi) (C.: Evtan) Bir kimsenin doğup büyüdüğü yer. Yurt
vatan
Bir ulusun bağımsız ve egemen olarak üzerinde yaşadığı yeryüzü parçası ve onun havası ile karasularına denir
Vatan
(Osmanlı Dönemi) SAV
Vatan
(Osmanlı Dönemi) SE'V
vatan
Yurt
vatansız
Favoriten