varsay

listen to the pronunciation of varsay
Türkisch - Englisch
suppose

This figure is supposed to represent Marilyn Monroe, but I don't think it does her justice. - Bu figürün Marilyn Monroe'yu temsil ettiği varsayılır, ama onun adaletini temsil ettiğini sanmıyorum.

He supposes that you will book seats. - Koltukları ayıracağını varsayıyor.

{f} pretended
presuppose
pretend
{f} supposed

This figure is supposed to represent Marilyn Monroe, but I don't think it does her justice. - Bu figürün Marilyn Monroe'yu temsil ettiği varsayılır, ama onun adaletini temsil ettiğini sanmıyorum.

assume

I assume you are willing to take the risk. - Riski almaya istekli olduğunuzu varsayıyorum.

We assume that he is honest. - Biz onun dürüst olduğunu varsayıyoruz.

varsay
Favoriten