varoluş

listen to the pronunciation of varoluş
Türkisch - Englisch
{i} existence

Mosquitoes are the bane of my existence. - Sivrisinekler varoluşumun felaketidir.

We must accept our existence as far as possible. - Varoluşumuzu olabildiğince kabul etmeliyiz.

entity
subsistence
presence
phil. existence
being
varoluş nedeni
raison d'etre
Türkisch - Türkisch
Yaşama, var olma, bir şeyin ne olduğu, nasıl olduğu değil, var olduğu olgusu, mevcudiyet, öz karşıtı: "Artık yaradılışının, varoluşunun, hayatla ödüllendirilişinin sebebini bilmektedir."- T. Buğra
Yaşama, var olma, bir şeyin ne olduğu, nasıl olduğu değil, var olduğu olgusu, mevcudiyet, öz karşıtı
varoluş
Favoriten