Ülkenin bu bölümündeki dağlar çeşitlilikle doludur.
- The mountains in this part of the country are full of variety.
Onun hayatı çeşitlilikle doluydu.
- His life was full of variety.
Çeşitli farklı yollardan onun evine gidebilirsin.
- You can get to her house in a variety of different ways.
O, çeşitli ekinler büyüttü.
- He grew a variety of crops.
Uydurma hikayeler en eğlenceli saçmalık türüdür.
- Apocryphal stories are the most fun variety of bullshit.
... ln terms of plants, two varieties of wheat, rye, barley, lentils, figs, ...