uzlaşmaz

listen to the pronunciation of uzlaşmaz
Türkisch - Englisch
uncompromising
{s} irreconcilable

Helen's forum experienced an irreconcilable schism over whether to use one or two oven mitts. - Helen'in forumu bir veya iki fırın eldiveni kullanılıp kullanılmayacağı üzerine uzlaşmaz bir bölünme yaşadı.

intransigent
hard hitting
(Kanun) unyielding
difficile
hard-line
hard-shell
hardhitting
Türkisch - Türkisch
Uzlaşmayan, uzlaşma yanlısı olmayan
uzlaşmaz
Favoriten