uzat

listen to the pronunciation of uzat
Türkisch - Englisch
(Bilgisayar) stretch

He stretched out his arm to take the book. - O, kitabı almak için kolunu uzattı.

Tom stretched his legs. - Tom bacaklarını uzattı.

{f} handed

Tom got two beers out of the refrigerator and handed one to Mary. - Tom buzdolabından iki bira çıkardı ve birini Mary'ye uzattı.

Tom poured some milk into a glass and handed it to Mary. - Tom bardağa biraz süt koydu ve Mary'ye uzattı.

drag out
{f} lengthened

The sleeves of this coat have to be lengthened. - Bu paltonun kollarının uzatılması gerek.

{f} lengthening
{f} extended

The mother extended her hand to her baby, smiling brightly. - Işıl ışıl gülümseyen anne, bebeğine elini uzattı.

Tom extended his stay by three days. - Tom kalışını üç gün uzattı.

{f} hand

He held out a helping hand to the poor. - O, yoksullara yardım eli uzattı.

Tom got two beers out of the refrigerator and handed one to Mary. - Tom buzdolabından iki bira çıkardı ve birini Mary'ye uzattı.

extend

The mother extended her hand to her baby, smiling brightly. - Işıl ışıl gülümseyen anne, bebeğine elini uzattı.

She extended her stay by five days. - Kalışını beş gün uzattı.

elongate
prolong

If we don’t make it, we shall need to prolong the time frame. - Eğer onu yapmazsak, zaman aralığını uzatmamız gerekecek.

The happiness of a person prolongs his day. - Bir insanın mutluluğu onun gününü uzatır.

lengthen

The coat is a bit too short. Can you lengthen it? - Ceket biraz fazla kısa. Onu uzatabilir misin?

The sleeves of this coat have to be lengthened. - Bu paltonun kollarının uzatılması gerek.

{f} extending

Gooseberries are fruits that are effective at extending life. - Bektaşi üzümü hayatı uzatmada etkili meyvelerdir.

Alchemists believed that the philosopher's stone was capable of extending a person's life. - Simyagerler felsefe taşının kişinin hayatını uzatabileceğine inanıyordu.

{f} prolonged

This huge war has been prolonged. - Bu büyük savaşın süresi uzatılmıştır.

elongated
(Biyoloji) protract
crane
dragout
uza
drag on
uza
get longer
uza
draw out
Ayağını yorganına göre uzat
(Atasözü) Cut your coat according to your cloth
ayağını yorganına göre uzat
waste not
uza
scat
uza
reach

Skirts last year reached just below the knees. - Geçen yıl etekler tam dizlerin altına uzandı.

She reached out to take his hat. - Şapkasını almak için uzandı.

Portugiesisch - Türkisch

Definition von uzat im Portugiesisch Türkisch wörterbuch

Uzá
uzza
Spanisch - Türkisch

Definition von uzat im Spanisch Türkisch wörterbuch

uza
uzza
uzat
Favoriten