That baby will have slept five hours by noon.
- O bebek öğleye kadar beş saat uyumuş olacak.
They slept a little in the room.
- Onlar, odada biraz uyudular.
We must sleep at least seven hours a day.
- Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.
Robin looks very cute when he's sleeping.
- Robin uyurken çok sevimli görünüyor.
My mother has a kip every afternoon.
- Annem her öğleden sonra uyur.
I usually have a kip on Sundays.
- Pazar günleri genellikle uyurum.
This room is not suitable for sleeping.
- Bu oda uyumak için uygun değil.
Once upon a time, there was a man and his wife. They had no house. They were living in the fields and sleeping at the foot of a tree.
- Vaktiyle bir adam ve karısı vardı. İçinde oturacak evleri yoktu. Tarlalarda yaşıyorlardı ve bir ağacın dibinde uyuyorlardı.
Poor Tom's been trying to get to sleep for three hours now.
- Zavallı Tom şu an üç saattir uyumaya çalışıyor.
It was too muggy for me to get to sleep last night.
- Dün gece hava uyuyamayacağım kadar çok nemliydi.