uysal

listen to the pronunciation of uysal
Türkisch - Englisch
meek
malleable
docile

Mary's dog is very docile. - Mary'nin köpeği çok uysaldır.

The cows looked big and docile. - İnekler kocaman ve uysal görünüyordu.

easygoing
Submissive, conciliatory, easygoing, compliant, docile, meek, mild, obedient
ductile
clement
good tempered
good-humored
lamblike
good humoured [Brit.]
accommodating
gentle
peaceful
facile
manageable
acquiescent
milky
complaisant, compliant, docile
flexile
amenable
flexible
compliant
easy

He is by nature quite an easy-going man. - Doğuştan oldukça uysal bir adam.

You are difficult and easy, pleasant and bitter at the same time; I can't live with or without you. - Aynı anda hem geçimsiz hem de uysal, hem hoş hem de katısın. Ne seninle, ne de sensiz yaşayabilirim.

agreeable
kind
orderly
submissive
mild
bland
placid
obedient

Tom is very obedient, isn't he? - Tom çok uysal, değil mi?

soft
pliable
easy-going

Tom seems as easy-going as his father. - Tom babası kadar uysal görünüyor.

He is by nature quite an easy-going man. - Doğuştan oldukça uysal bir adam.

sweet tempered
{s} supple
toward
{s} tractable
(deyim) meek and mild
good humored
compliable
{s} pliant
passive
{s} yielding
good humoured
{s} tame

The bear is quite tame and doesn't bite. - Ayı tamamen uysal ve ısırmaz.

Gods created women to tame men. - Tanrılar kadınları erkekleri uysallaştırmaları için yarattı.

{s} squeezable
uysal olarak
compliantly
Türkisch - Türkisch
Başkalarına kolayca uyabilen, sözlerini dinleyip karşı gelmeyen, yumuşak başlı
Başkalarına kolayca uyabilen, sözlerini dinleyip karşı gelmeyen, yumuşak başlı: "Kadın uysal olduğu zaman kuvvetlidir."- A. Gündüz
munis
uslu
uysal
Favoriten