uygunsuzca

listen to the pronunciation of uygunsuzca
Türkisch - Englisch
malapropos
unsuitably
uygunsuz
inconvenient

I think that it would be inconvenient to live in a city with no door. - Kapısız bir şehirde yaşamak uygunsuz olurdu diye düşünüyorum.

They came at an inconvenient time. - Onlar uygunsuz bir zamanda geldiler.

uygunsuz
{s} unsuitable

In my opinion, this is quite unsuitable. - Bence, bu oldukça uygunsuzdur.

In my opinion, it's quite unsuitable. - Bence, o oldukça uygunsuz.

uygunsuzca birleşmek
misally
uygunsuz
improper

Something improper was going on. - Uygunsuz bir şey devam ediyordu.

It is improper to impose sanctions upon the union. - Sendika üzerine yaptırımlar uygulanması uygunsuz.

uygunsuz
awkward

They arrived at an awkward time. - Onlar uygunsuz bir zamanda geldiler.

The girl made an awkward bow. - Kız uygunsuz bir selamlama yaptı.

uygunsuz
inappropriate

Tom used inappropriate language. - Tom uygunsuz dil kullandı.

The students acted in an inappropriate manner. - Öğrenciler uygunsuz bir şekilde davrandı.

uygunsuz
out of place

This large sofa would be out of place in a small room. - Bu büyük kanepe küçük bir odada uygunsuz olurdu.

Tom's noticed something was out of place. - Tom bir şeyin uygunsuz olduğunu fark etti.

uygunsuz
{s} obnoxious

Tom laughed obnoxiously. - Tom uygunsuz olarak güldü.

uygunsuz
{s} derogatory
uygunsuz
unfortunate
uygunsuz
discordant
uygunsuz
anomalous
uygunsuz
objectionable
uygunsuz
unproper
uygunsuz
wildcat
uygunsuz
in bad taste
uygunsuz
out of joint
uygunsuz
inept
uygunsuz
gauche
uygunsuz
out of turn
uygunsuz
untimely
uygunsuz
way
uygunsuz
soil corers
uygunsuz
unfit
uygunsuz
inexpedient
uygunsuz
unearthly

She called me at an unearthly hour last night. - Dün gece uygunsuz bir zamanda beni aradı.

Why did you call me at this unearthly hour? - Niçin beni bu uygunsuz saatte aradın?

uygunsuz
infelicitous
uygunsuz
unworthy
uygunsuz
inopportune

He came at an inopportune time. - O uygunsuz bir zamanda geldi.

Tom came at an inopportune time. - Tom uygunsuz bir zamanda geldi.

uygunsuz
not done
uygunsuz
incongruent
uygunsuz
dissatisfactory
uygunsuz
undue
uygunsuz
unfitting
uygunsuz
inapposite
uygunsuz
inharmonious
uygunsuz
unhappy
uygunsuz
awk
uygunsuz
ill-suited

This conversation was so plainly ill-suited to the family circle.

uygunsuz
out of order
uygunsuz
lewd

Slanderous, defamatory, obscene, indecent, lewd, pornographic, violent, abusive, insulting, threatening and harassing comments are not tolerated. - İftira niteliğinde, küçük düşürücü, müstehcen, uygunsuz, iffetsiz, pornografik, şiddet, suistimal, hakaret, tehdit ve taciz yorumlarına katlanılmaz.

uygunsuz
inappropriate of
sözcükleri uygunsuzca kullanma
malapropism
uygunsuz
impolitic
uygunsuz
inappropriate, unsuitable; unfitting, unseemly
uygunsuz
unhandsome
uygunsuz
wrong
uygunsuz
objectionable, dishonest; discreditable
uygunsuz
ineligible
uygunsuz
inappropriate, unsuitable, inconvenient; improper, indecent, obnoxious; inept, out of turn, out of place, untimely
uygunsuz
unseemly
uygunsuz
indelicate
uygunsuz
near the knuckle
uygunsuz
illegitimate
uygunsuz
indecorous
uygunsuz
incorrect
uygunsuz
incongruous
uygunsuz
indecent

Slanderous, defamatory, obscene, indecent, lewd, pornographic, violent, abusive, insulting, threatening and harassing comments are not tolerated. - İftira niteliğinde, küçük düşürücü, müstehcen, uygunsuz, iffetsiz, pornografik, şiddet, suistimal, hakaret, tehdit ve taciz yorumlarına katlanılmaz.

According to Vladimir Chizhov, the word pussy is indecent. - Vladimir Chizhov'a göre pussy sözcüğü uygunsuzdur.

uygunsuz
unapt
uygunsuz
{s} untoward
uygunsuz
inconsonant
uygunsuz
{s} unchristian
uygunsuz
{s} unpropitious
uygunsuz
{s} malapropos
uygunsuz
uncomely
uygunsuz
inapt
uygunsuz
risque
uygunsuz
uncalled for
uygunsuz
{s} unbefitting
uygunsuz
unbeseeming
uygunsuz
unmeet
uygunsuz
{s} unbecoming

Her dress was very unbecoming. - Onun elbisesi çok uygunsuzdu.

uygunsuz
disorderly
Türkisch - Türkisch

Definition von uygunsuzca im Türkisch Türkisch wörterbuch

Uygunsuz
namünasip
uygunsuz
Kötü davranışlarda bulunan, çirkin hareketleri olan: "Birtakım uygunsuz, meymenetsiz heriflerle geziyormuş."- H. Taner
uygunsuz
Kötü davranışlarda bulunan, çirkin hareketleri olan
uygunsuz
Uymayan, yakışık almayan, yaraşmayan, münasebetsiz
uygunsuz
Uymayan, yakışık almayan, yaraşmayan, münasebetsiz: "Uygunsuz dediğim vakalardan biri bir salon oyunu yüzünden çıkmıştır."- R. N. Güntekin
uygunsuzca
Favoriten