uygun olmayan

listen to the pronunciation of uygun olmayan
Türkisch - Englisch
improper

Something improper was going on. - Uygun olmayan bir şey devam ediyordu.

inappropriate

Tom often says stupid things at inappropriate times. - Tom çoğunlukla uygun olmayan zamanlarda aptalca şeyler söylüyor.

If your orchid has yellowish leaves, it means that it was placed in inappropriate location. - Eğer orkidenin sarımsı yaprakları varsa, bu onun uygun olmayan bir yere koyulduğu anlamına gelir.

unfit

Layla was considered an unfit mother. - Leyla uygun olmayan bir anne olarak kabul edildi.

unsuited
unbefitting
unsuitable
unadapted
inapt
unbecoming
inadaptable
unadaptable
unbeseeming
unapt
disagreeable
inconvenient
unfavorable
unproper
abnormal
(Ticaret) undue
wrong
unhappy
(Kanun) incompatible
unfortunate
inadvisable
ineligible
dissatisfactory
unfitting
undeserved
non conforming
unfavourable
irrelevant of
{s} indelicate
dissonant
uygun olmayan kimse
ineligible
akla uygun olmayan
absonant
aslına uygun olmayan
unfaithful
formaliteye uygun olmayan
informal
modaya uygun olmayan
unfashionable
rahiplere uygun olmayan
unclerical
yerleşime uygun olmayan
unfit for habitation
Türkisch - Türkisch
aksi
uygun olmayan
Favoriten