Something improper was going on.
- Uygun olmayan bir şey devam ediyordu.
Tom often says stupid things at inappropriate times.
- Tom çoğunlukla uygun olmayan zamanlarda aptalca şeyler söylüyor.
If your orchid has yellowish leaves, it means that it was placed in inappropriate location.
- Eğer orkidenin sarımsı yaprakları varsa, bu onun uygun olmayan bir yere koyulduğu anlamına gelir.
Layla was considered an unfit mother.
- Leyla uygun olmayan bir anne olarak kabul edildi.