uygular

listen to the pronunciation of uygular
Türkisch - Englisch
Apply
implements
uygula
{f} implement

Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses. - Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.

The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular. - Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.

uygu
regular

Turkish is a very regular and logical language. - Türkçe çok kurallı ve mantığa uygun bir dil.

uygula
(Bilgisayar) apply onto
uygula
{f} practice

I agree with the ban in principle, but in practice it will be extremely difficult. - Ben prensip olarak yasağa katılıyorum fakat uygulamada oldukça zor olacak.

When it comes to science, practice is more important than theory. - Bilime gelince, uygulama teoriden daha önemlidir.

uygula
apply

This rule doesn't apply to first-year students. - Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.

The law doesn't apply to this case. - Yasa bu durumda uygulanmaz.

uygula
{f} applied

This rule can't be applied to every situation. - Bu kural her durumda uygulanamaz.

Science can be dangerous when applied carelessly. - Dikkatsizce uygulandığı zaman bilim tehlikeli olabilir.

uygula
{f} implementing
uygu
phil. correspondence
uygula
apply to

The rule does not apply to his case. - Kural bu duruma uygulanamaz.

This rule doesn't apply to first-year students. - Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.

Türkisch - Türkisch

Definition von uygular im Türkisch Türkisch wörterbuch

uygu
iki şey arasındaki uygunluk ilkesi
uygular
Favoriten