uygulanmak

listen to the pronunciation of uygulanmak
Türkisch - Englisch
be applied
to be carried out, be applied, be put into practice
implement
execute
to be superimposed (upon)
carry out
perform; put into effect; equip with tools
(Kanun) apply
enforce
uygula
{f} implement

Although the decision to implement this plan has already been made, the finer points still need to be planned out. - Bu planı uygulamak için karar verilmesine rağmen, ince noktaların hâlâ planlanmaya ihtiyacı var.

The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular. - Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.

uygulanma
(Kanun) implementation
uygula
(Bilgisayar) apply onto
uygula
{f} practice

He practiced every day at home. - O, evde her gün uygulama yaptı.

When it comes to science, practice is more important than theory. - Bilime gelince, uygulama teoriden daha önemlidir.

uygula
apply

Can we apply this rule in this case? - Bu durumda bu kuralı uygulayabilir miyiz?

The law doesn't apply to this case. - Yasa bu durumda uygulanmaz.

uygula
{f} applied

This rule can't be applied to every situation. - Bu kural her durumda uygulanamaz.

This rule cannot be applied in every case. - Bu kural her durumda uygulanamaz.

uygula
{f} implementing
uygula
apply to

Does it only apply to masculine nouns? - Bu sadece eril isimlere mi uygulanır?

The rule does not apply to his case. - Kural bu duruma uygulanamaz.

uygulanma
(Hukuk) enforcement (of a code)
Türkisch - Türkisch
Uygulamak işine konu olmak
Uygulama işine konu olmak
uygulanma
Uygulanmak işi
uygulanmak
Favoriten