Science can be dangerous when applied carelessly.
- Dikkatsizce uygulandığı zaman bilim tehlikeli olabilir.
Tolerance becomes a crime when applied to evil.
- Tolerans kötülüğe uygulandığında bir suç olur.
Although the decision to implement this plan has already been made, the finer points still need to be planned out.
- Bu planı uygulamak için karar verilmesine rağmen, ince noktaların hâlâ planlanmaya ihtiyacı var.
The merger was implemented on a 50-50 ratio.
- Birleşme %50-%50 oranla uygulandı.
Put your plan into practice as soon as possible.
- Planınızı mümkün olduğu kadar kısa sürede uygulamaya koyun.
He practiced every day at home.
- O, evde her gün uygulama yaptı.
The law doesn't apply to this case.
- Yasa bu durumda uygulanmaz.
This rule doesn't apply to first-year students.
- Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.
This rule can't be applied to every situation.
- Bu kural her durumda uygulanamaz.
This rule cannot be applied in every case.
- Bu kural her durumda uygulanamaz.
The rule does not apply to his case.
- Kural bu duruma uygulanamaz.
The law doesn't apply to this case.
- Yasa bu durumda uygulanmaz.