Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses.
- Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.
The merger was implemented on a 50-50 ratio.
- Birleşme %50-%50 oranla uygulandı.
Communism is the system practiced in the Soviet Union.
- Komünizm, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nde uygulanmış sistemdir.
He practiced every day at home.
- O, evde her gün uygulama yaptı.
This rule doesn't apply to first-year students.
- Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.
Apply two coats of the paint for a good finish.
- İyi bir sonuç için iki tabaka boya uygula.
Science can be dangerous when applied carelessly.
- Dikkatsizce uygulandığı zaman bilim tehlikeli olabilir.
She applied what she had learned in class to the experiment.
- O, sınıfta öğrendiğini deneyde uyguladı.
Does it only apply to masculine nouns?
- Bu sadece eril isimlere mi uygulanır?
The law doesn't apply to this case.
- Yasa bu durumda uygulanmaz.
If your baby is prone to rashes, you may want to apply diaper cream, powder, or petroleum jelly after cleaning your baby's bottom.
- Bebeğiniz pişiklere eğilimli ise, bebeğinizin altını temizledikten sonra bebek bezi kremi, toz veya vazelin uygulamak isteyebilirsiniz.
Although the decision to implement this plan has already been made, the finer points still need to be planned out.
- Bu planı uygulamak için karar verilmesine rağmen, ince noktaların hâlâ planlanmaya ihtiyacı var.
It's a plan to implement.
- Bu uygulamak için bir plan.
Soldiers must carry out their orders.
- Askerler onların emirlerini uygulamak zorundadır.
It is easy for him to carry out the plan.
- Onun için planı uygulamak kolay.
The laws were very difficult to enforce.
- Yasaları uygulamak çok zordu.