I wish I had listened to your warnings.
- Keşke uyarılarını dinleseydim.
You should pay more attention to his warnings.
- Onun uyarılarına daha fazla önem vermelisin.
I cannot, however, neglect his warning.
- Fakat onun uyarısını ihmal edemem.
Warning: unsupported characters are displayed using the '_' character.
- Uyarı: desteklenmeyen karakterler '_' karakterini kullanarak gösterilir.
Tom doesn't need your advice.
- Tom'un uyarınıza ihtiyacı yok.
The notice in the park said, Keep off the grass.
- Parktaki uyarı çimlerden uzak durun diyordu.
He put up a notice about the change in price.
- O fiyat değişikliği konusunda bir uyarı koydu.
He cautioned me against being careless of my health.
- O beni benim sağlığıma karşı dikkatsiz olmama karşı uyarıda bulundu.
I need some mental stimulation.
- Zihinsel bir uyarıma ihtiyacım var.
All children need stimulation.
- Bütün çocukların uyarıma ihtiyacı vardır.
A nerve cell responds to a slight stimulus.
- Bir sinir hücresi hafif bir uyarıcıya yanıt verir.
Tom didn't pay any attention to the warning.
- Tom uyarıya dikkat etmedi.
He paid no attention to my warning.
- Uyarımı dikkate almadı.
She resented his remarks about her poor driving.
- O onun kötü sürüşü hakkındaki uyarılarına içerledi.
I've had enough of your snide remarks.
- Art niyetli uyarılarından usandım.
The tsunami alert was cancelled.
- Tsunami uyarısı iptal edildi.