I don't want to embarrass myself.
- Kendimi utandırmak istemiyorum.
I didn't want to embarrass you in front of your friends.
- Arkadaşlarının önünde seni utandırmak istemedim.
The man blushed like a boy.
- Adam bir çocuk gibi utandı.
Stop looking at me like that, you'll make me blush.
- Bana öyle bakmayı kes, beni utandıracaksın.
He was ashamed of the grades he got.
- Aldığı notlardan utandı.
I'm not ashamed of my father's being poor.
- Babamın fakir olmasından utanmıyorum.