utandır

listen to the pronunciation of utandır
Türkisch - Englisch
{f} humiliating
{f} humiliated
humiliate
abash
{f} shamed

He shamed his whole family by his conduct. - Davranışıyla bütün ailesini utandırdı.

{f} shame

The child puts adults to shame. - Çocuk yetişkinleri utandırır.

He shamed his whole family by his conduct. - Davranışıyla bütün ailesini utandırdı.

utan
shame on you
utan
{f} abashed
utan
{f} blush

The man blushed like a boy. - Adam bir çocuk gibi utandı.

I blushed with shame. - Ben utançla kızardım.

utan
{f} blushing
utan
{f} ashamed

He is not ashamed of being poor. - O, fakir olmaktan utanmıyor.

I'm not ashamed of my father being poor. - Babamın fakir olmasından utanmıyorum.

Schwedisch - Türkisch
utandır
Favoriten