Senin söylediğin çoğunlukla doğru oluyor.
- What you say is usually true.
Tom çoğunlukla sekiz saat uyur.
- Tom usually sleeps eight hours.
Ağrı için olağan neden nedir?
- What is the usual cause for the pain?
Bu olağan bir düzenlemedir.
- This is the usual arrangement.
Yarasalar genellikle karanlıkta uçar.
- Bats usually fly in the dark.
Genellikle saat sekizde kalkarım.
- I usually get up at 8.
Şimşek, genelde gök gürültüsünün ardından meydana gelir.
- Lightning is usually followed by thunder.
Tom genelde klasik rock çalan bir radyo istasyonunu dinler.
- Tom usually listens to a radio station that plays classic rock.
Tom çoğunlukla sekiz saat uyur.
- Tom usually sleeps eight hours.
Ülkedeki otobüsler çoğunlukla zamanında gelmezler.
- Buses in the country don't usually come on time.
Tom genellikle klasik müzik dinler.
- Tom usually listens to classical music.
Tom genelde klasik rock çalan bir radyo istasyonunu dinler.
- Tom usually listens to a radio station that plays classic rock.
O, her zamanki gibi geç geldi.
- She came late as usual.
O, her zamanki gibi geç geldi.
- He came late as usual.
Bu olağan bir düzenlemedir.
- This is the usual arrangement.
Ağrı için olağan neden nedir?
- What is the usual cause for the pain?
Her zamanki gibi, Mike, bu öğleden sonra toplantı için geç kalmıştı.
- As usual, Mike was late for the meeting this afternoon.
Onlar her zamanki gibi geç kaldılar.
- They're late, as usual.
... her older brother PJ doing today some work at the last minute as usual ...
... recessions are deeper and they last longer than after the usual ...