Tom'un hayatı sert bir biçimde değişti.
- Tom's life changed drastically.
Bu politikanın bir sonucu olarak fiyatlar sert bir biçimde yükseldi.
- Prices rose drastically as a result of this policy.
Bu teknoloji güneş enerjisinin maliyetini şiddetle düşürecektir.
- This technology will drastically lower the cost of solar energy.
Yaşamanın maliyeti şiddetle artmıştır.
- The cost of living has increased drastically.