useful; convenient; close; skilled

listen to the pronunciation of useful; convenient; close; skilled
Englisch - Türkisch

Definition von useful; convenient; close; skilled im Englisch Türkisch wörterbuch

handy
kullanışlı

Bu gibi durumlarda, bir tabanca kullanışlı gelebilir. - In situations like these, a gun might come in handy.

Bu ifade kullanışlı olabilir. - This phrase might come in handy.

handy
{s} yararlı

Cebinde küçük bir el fenerine sahip olman yararlı olabilir. - Having a small flashlight in your pocket may come in handy.

Bir bıçağın yararlı olabileceği bazı durumları düşünebiliyorum. - I can think of some situations in which a knife would come in handy.

handy
hazır
handy
kolay kullanımlı
handy
el becerisi olan
handy
hünerli

Tom bizim hünerli işçimizdi. - Tom used to be our handyman.

handy
el altında

Bu sözlüğü her zaman el altında tut. - Always keep this dictionary handy.

El altında ekstra birkaç bataryaya sahip olmak asla kötü bir fikir değil. - Having a few extra batteries handy is never a bad idea.

handy
eli işe yatkın
handy
{s} işe yarayan
handy
pratik
handy
{s} elverişli, kullanışlı
handy
elverişli olarak
handy
handily kolay bir şekilde
handy
yakın/usta/kullanışlı
handy
{s} yakın
Englisch - Englisch
{s} handy