used to introduce a small clause

listen to the pronunciation of used to introduce a small clause
Englisch - Türkisch

Definition von used to introduce a small clause im Englisch Türkisch wörterbuch

for
süresince

İki saat süresince karın içinde otobüsü bekledim. - I waited for the bus in the snow as long as two hours.

for
elverişli

Bu yer yüzmek için elverişli. - The place is convenient for swimming.

for
(Bilgisayar) bu öğe için
for
yoluna

Senin için onun yoluna gireceğini umuyorum, Tom. - I hope it works out for you, Tom.

for
(bağlaç) dolayı, nedeniyle, çünkü, zira
for
karşılığında

Onun yardımı karşılığında ona bir içki ısmarladım. - I bought him a drink in return for his help.

Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır. - Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.

for
yüzünden

Bir haftadır grip yüzünden yataktayım. - I've been laid up with flu for the last week.

O, iki yanlış başlama yüzünden yarıştan diskalifiye edildi. - She was disqualified from the race for two false starts.

for
şerefine
for
zarfında
for
-den dolayı
for
nedeniyle

O, cinayet nedeniyle hapse gönderildi. - He was sent to jail for murder.

Bizim tren deprem nedeniyle beş saat süreyle durdu. - Our train stopped for five hours owing to the earthquake.

for
{e} karşı

Biriyle ilk defa karşılaştığında,konuşmayı hafif sürdür. - When meeting a person for the first time, keep the conversation light.

Mağdur kimselerin yiyecek ve giyecek ihtiyaçlarını karşılamalıyız. - We must provide food and clothes for the victims.

for
{e} uygun

Bu oda uyumak için uygun değil. - This room is not suitable for sleeping.

Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil. - This ship is not fit for an ocean voyage.

for
{e} doğru

O, iş için doğru kişidir. - He is the proper person for the job.

Güneş batarken, hepimiz eve doğru hareket ettik. - The sun having set, we all started for home.

for
{e} yönünde
for
adına

O, onun adına konuştu. - She spoke up for him.

Babasının adına toplantıya katıldı. - He attended the meeting for his father.

for
namına
for
{e} için, -e
Englisch - Englisch
for

All I want is for you to be happy. (=All I want is that you be happy.).

used to introduce a small clause

    Silbentrennung

    used to in·tro·duce a small clause

    Türkische aussprache

    yuzd tı întrōdus ı smôl klôz

    Aussprache

    /ˈyo͞ozd tə ˌəntrōˈdo͞os ə ˈsmôl ˈklôz/ /ˈjuːzd tə ˌɪntroʊˈduːs ə ˈsmɔːl ˈklɔːz/
Favoriten