Bu kurabiyelerdeki şekeri azaltmalılar.
- They should decrease the sugar in these muffins.
Lütfen bana şekeri uzat.
- Please pass me the sugar.
Onun yerine toplantıya katıldım.
- I attended the meeting in place of him.
Bir sandalye yerine lütfen bu ahşap kutuyu kullan.
- Please use this wooden box in place of a chair.
Kahveme bir küp şeker koyun lütfen.
- Please put a lump of sugar in my coffee.
Kahveme şeker koymam.
- I don't put sugar in my coffee.
Tom her zaman iyi bir fincan kahveyi mahvetmenin en iyi yolunun içine krema ve şeker koymak olduğunu söylüyor.
- Tom always says the best way to ruin a good cup of coffee is to put cream and sugar in it.
Şekerimiz çok az, onsuz idare etmek zorundayız.
- We have to do without sugar; we're short of it.
Hiç kalan şekerimiz var mı?
- Do we have any sugar left?
Oh, sugar!.