Definition von use use im Englisch Türkisch wörterbuch
- use up
- tüketmek
- make use of
- faydalanmak
- use
- {i} kullanma
Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.
- At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.
Bayanlar ve baylar, lütfen insanları küresel ısınmaya katkıda bulunmayı bırakmaları ve doğa dostu ekipmanlar kullanmaları için uyarın.
- Ladies and gentlemen, please notify the people to stop contributing to global warming and use nature-friendly equipment.
- use up
- harcamak
- put to good use
- değerlendirmek
- use
- {i} yarar
Tüm çabalarımın yararsız olduğu ortaya çıktı.
- All my efforts turned out to be useless.
Fırsattan yararlansanız iyi olur.
- You had better make use of the opportunity.
- use
- {i} amaç
Bu oda birçok amaçla kullanılır.
- This room is used for various purposes.
Bu bilgiyi ticari amaçlı kullanmak yasak.
- It's forbidden to use this information commercially.
- use
- {f} tüketmek, kullanmak: We used two bars of
- use
- {i} faydalanma
Şirketimiz internetten faydalanmaktadır.
- Our company makes use of the Internet.
Atom enerjisinden faydalanmalıyız.
- We should make use of atomic energy.
- use
- {i} kullanım
Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı.
- Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.
Eğlence uyuşturucu kullanımı birçok şehir efsanelerine ilham veriyor.
- Recreational drug use inspires many urban legends.
- use
- {i} menfaat
- use
- {i} fayda
Onun yardımını istemenin faydası yok.
- It is no use asking for her help.
Ben makinenin faydası olmadığını anladım.
- I found that the machine was of no use.
- be in use
- kullanılmak
- be of use
- yaramak
- begin to use
- kullanıma başlamak
- by use of
- kullanarak
- by use of
- yoluyla
- commercial use
- ticari kullanım
- common use
- yaygın kullanım
- condition of use
- (Otomotiv) kullanım şartı
- conditions of use
- kullanım koşulları
- conditions of use
- kullanım şartları
- cost in use
- (Teknik,Ticaret) işletme giderleri
- device in use
- (Bilgisayar) aygıt kullanımda
- directions for use
- (Tekstil) kullanım kılavuzu
- drug use
- ilaç kullanımı
- drug use
- uyuşturucu kullanımı
- ease of use
- kullanım kolaylığı
- easier to use
- (Bilgisayar) kullanımı daha kolay
- effective use
- etkin kullanma
- effective use
- etkin kullanım
- efficient use
- etkin kullanım
- efficient use of resources
- (Ticaret) etkin kaynak kullanımı
- general use
- genel kullanım
- highest and best use
- (Çevre) en yüksek ve en iyi kullanım
- how to use help
- (Bilgisayar) yardım kullanımı
- improper use
- kötü kullanım
- in use
- (Bilgisayar) kullanılıyor
Bu kelime hâlâ kullanılıyor.
- This word is still in use.
- in use
- kullanılmak
Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü ₣ idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır.
- France's currency was the franc, and its symbol was ₣. While it is no longer used in France, francs are still in use in some former French colonies such as Guinea.
- instructions for use
- (Bilgisayar,Teknik) kullanım yönergesi
- instructions for use
- (Ticaret) kullanım kılavuzu
- instructions for use
- (Bilgisayar) işletim yönergesi
- intended use
- kullanım amacı
- it's no use crying over spilt milk
- (deyim) son pişmanlık fayda etmez
- land use
- arazi kullanımı
- land use
- yer değerlendirilmesi
- land use
- arazi değerlendirilmesi
- land use
- (İnşaat) araziden faydalanma
- limited use
- sınırlı kullanım
- line in use
- (Bilgisayar) hat kullanımda
- loss of use
- (Sigorta) kullanım kaybı
- make good use of
- iyi kullanmak
- make use of
- nimetlerinden faydalanmak
- make use of
- istifade etmek
- make use of an opportunity
- fırsatı değerlendirmek
- multipurpose use
- (Turizm) çok amaçlı kullanım
- need to use the loo
- tuvalet ihtiyacı
- network to use
- (Bilgisayar) kullanılacak ağ
- normal use
- (Ticaret) normal kullanım
- of no earthly use
- hiçbir faydası olmayan
- of no earthly use
- beş para etmez
- of no use
- faydasız
Onun tavsiyesi faydasız.
- His advice is of no use.
- of use
- yaramak
- out of use
- işlemez
- own use
- (Ticaret) zati kullanım
- own use
- (Ticaret) kendisi için kullanım
- person entitled to the use of
- (Kanun) mutasarrıf
- proper use
- doğru kullanım
- public use
- kamu kullanımı
- put (something) to good use
- değerlendirmek
- rational drug use
- (Tıp) akılcı ilaç kullanımı
- resort to the use of force
- (Politika, Siyaset) şiddete başvurmak
- responsible use
- sorumlu kullanım
- right of use
- (Ticaret) kullanım hakkı
- safe use
- güvenli kullanım
- secure use
- güvenli kullanım
- single use
- (Tıp) tek kullanımlık
- suitable for use
- kullanıma uygun
- sustained use
- (Denizbilim) sürdürülen kullanım
- terms of use
- kullanım şartları
- to be in use
- kullanılmak
- to be of use
- yaramak
- use
- (Kanun) istimal etmek
- use
- sömürmek
- use
- hayır
Hayır, sadece düşündüm ki madem abaküs kullanabiliyorsun, kafandan hesap yapmada iyi olabilirsin.
- No, I just thought that since you can use an abacus, you might be good at doing calculations in your head.
Hayırsever, servetini muhtaç insanlara yardımcı olmak için kullanmaya çalıştı.
- The philanthropist tried to use her wealth to help people in need.
- use
- yoğaltım
- use
- değerlendirmek
Paramızı değerlendirmek istiyoruz.
- We want to put our money to good use.
- use
- kulanım hakkı
- use
- istismar etmek
- use
- tüketmek
- use
- (Kanun) istimal
- use
- istifade
- use
- alışkı
O uzun mesafe yürümeye alışkın.
- He is used to walking long distances.
Erken kalkmaya alışkınım.
- I'm used to keeping early hours.
- use an opportunity
- fırsatı değerlendirmek
- use blank
- (Bilgisayar) boş kullan
- use credit
- (Teknik,Ticaret) kredi kullanmak
- use current
- (Bilgisayar) geçerli olanı kullan
- use device
- (Bilgisayar) kullanılacak aygıt
- use drugs
- uyuşturucu kullanmak
- use force
- güç uygulamak
- use force
- zor kullanmak
- use force
- kuvvet uygulamak
- use force
- güç kullanmak
- use force
- cebir kullanmak
- use of force
- güç kullanma
- use source
- (Bilgisayar) kaynak kullan
- use the opportunity
- fırsatı değerlendirmek
- use up
- yoğaltmak
- use wizard
- (Bilgisayar) sihirbaz kullan
- water use
- (Çevre) su kullanımı
- wise use
- akılcı kullanım
- come into use
- kullanılmaya başlanmak
- easy to use
- kullanımı kolay
- for use by
- tarafından kullanım için
- have no use for
- nefret etmek
- ill-use
- kötü muamele etmek
- ill-use
- kötü davranmak
- in use
- geçerli
- in use
- kullanılmakta
Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü ₣ idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır.
- France's currency was the franc, and its symbol was ₣. While it is no longer used in France, francs are still in use in some former French colonies such as Guinea.
- in use
- kullanılan
- keep for future use
- ileride kullanmak üzere tut
- kept for future use
- ileride kullanmak üzere tut
- make good use of
- iyi kullan
- make use of
- kullan
Çelimsiz yaşlı adam inatla bir tekerlekli sandalyeyi kullanmayı reddetti.
- The frail old man stubbornly refused to make use of a wheelchair.
Birçok genç insan yaz tatilini Fuji Dağına tırmanmak için kullanıyor.
- Many young people make use of their summer vacation to climb Mt. Fuji.
- of use
- yararlı
Tom bana birçok yararlı şey öğretti.
- Tom taught me a lot of useful things.
- out of use
- kullanılmayan
- out of use
- modası geçmiş
- place of use
- kullanım yeri
- put to good use
- iyi kullanmak
- use
- kullanma yetisi
- use
- (to ile) (eskiden) -erdi
- use
- -ardı
- use
- kullanıp bitirmek
- use
- yararlanma hakkı
- use
- {f} kullan
Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
- Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
Na'vi dili Avatar'da kullanılır.
- Na'vi language is used in Avatar.
- use
- suistimal etmek
- use
- kullanma hakkı
Yalnızca kulüp üyeleri bu odayı kullanma hakkına sahiptir.
- Only members of the club are entitled to use this room.
- use
- kullanmak
Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve benim çakımı kullanmak zorunda kaldım.
- The knife was so dull that I couldn't cut the meat with it and I had to use my pocketknife.
Gitmeden önce tuvaleti kullanmak istemediğinden emin misin?
- Are you sure you don't want to use the toilet before you go?
- use
- kullanım amacı
- use an iron hand
- aba altından değnek göstermek
- use every trick in the book
- her yola başvurmak
- use one's head
- kafayı kullanmak
- use sb as a cat's paw
- birini maşa olarak kullanmak
- use table
- kullanım kestesi
- use up
- bitir
- use up
- kullanıp bitirmek
- be of no use
- faydası olmamak
- be of use
- Kullanım olmak
- certifying authority use only
- sadece yetkili makamın kullanımını teyit içindirsadece onay makamına mahsustur
- consumptive use (model)
- veremli kullanmak (model)
- dual use
- çift kullanımlı
- for external use only
- sadece haricen kullanım içindir (genellikle ilaçlarda)
- have no use for
- -den nefret etmek/tiksinmek
- in use light
- kullanımda ışığı
- laboratory use
- laboratuvar kullanımı
- land use
- toprak kullanımı
- learn to use special abilities
- özel yetenekleri kullanmasını öğrenmek
- multiple use
- çoklu kullanım
- no use mentioning it
- hiç faydası olmadığını belirterek
- non use
- sigara kullanımı
- non-use
- sigara kullanımı
- point of use
- Kullanım noktası
- prompted for serial use
- Bir yazılımı kurarken seri numarasının girilmesi için yapılan uyarı"when prompted for serial use" - "seri numarası sorulduğunda"
- put into good use
- (deyim) Bir şeyi iyi/faydalı bir işte değerlendirmek
- put to good use
- İyi bir şekilde kullanmak
- ready to use packages
- kullanıma hazır paketler
- recreational drug use
- Keyfî ilaç ya da uyuşturucu madde kullanımı
- right use of words
- kelimelerin doğru kullanımı
- scanno of uſe
- uſe of scanno
- to use someones judgement
- insiyatifini kullanmak
- treatment by the use of music
- müzik kullanımı ile tedavi
- use age
- kullanma yaşı
- use by
- kullanımı
- use it or lose it
- (Amerika'da yıllık izine atfen) Kullan ya da kaybet
- use kullanmak; kullanmak, suistimal etmek; kullanip bitirmek, tüketmek
- kullanım tablosu
- use load
- kullanım yük
- use of force
- Güç kullanımı
- use to good effect
- İyi yönde kullanmak
- use your head, but live in your heart
- kafanı kullan ama yürekten yasa
- what is the use of you
- ne işe yarıyorsun