Siteyi güncelliyoruz.
- We're updating the site.
Sizi seviyoruz, çünkü biz daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunmak için Tatoeba'yı güncelliyoruz. Anlıyor musunuz? Sizi seviyoruz ha?
- Because we love you, we are updating Tatoeba to bring you a better user experience. See? We love you huh?
Bizim öğretim yöntemlerini güncelleştirmek zorundayız.
- We have to update our teaching methods.
Ben şu anda bir güncelleştirme olup olmadığını görmek için kontrol ediyorum.
- I'm checking to see if there is an update right now.
Sen bile aygıt yazılımını güncelleştirmedin.
- You haven't even updated the firmware?
Bu konuda herhangi bir güncelleme var mı?
- Have there been any updates on this issue?
Tom uzun bir süre bilgisayarındaki antivirüs yazılımını güncellemedi.
- Tom hasn't updated the antivirus software on his computer in a long time.
Tom uzun bir süre bilgisayarındaki antivirüs yazılımını güncellemedi.
- Tom hasn't updated the antivirus software on his computer in a long time.
Onların sistemlerini güncellemelerine acil bir ihtiyaç var.
- There is an urgent need for them to update their system.
Onun yemek kitabının güncelleştirilmiş sürümünü tercih ederim.
- I prefer the updated version of his cookbook.
Bu konuda herhangi bir güncelleme var mı?
- Are there any updates on this issue?
Bu güncelleştirme bu sabah saat 10'da yayınlanacak.
- This update will be released at 10 o'clock this morning.
Bu yazılımı nasıl güncelleştirebilirim?
- How can I update this software?
I need to update my records to take account of the most recent transaction.
I just made an update to my blog about my trip to Rome.
I just made an update to the Wikipedia article on gorillas.
He gave me an update on the situation in New York.
Update me on what happened while I was away.
... We're moving articles and updating it a little bit and ...
... being out to date and we have to keep updating it. ...