Onlar tuşları aşağı yukarı hareket ettirdiler.
- They moved up and down the keys.
Bu caddede aşağı yukarı yürüyerek saatler harcadım.
- I spent hours walking up and down on this street.
O, başını yukarı aşağı salladı.
- He shook his head up and down.
Onlar yukarı aşağı zıpladı.
- They bounced up and down.
... he walks up and down while he's giving the talk. Then he stops and he says, "Oh yeah, ...
... SURE LIFE IS UP AND DOWN ...