unwilling to take risks

listen to the pronunciation of unwilling to take risks
Englisch - Türkisch

Definition von unwilling to take risks im Englisch Türkisch wörterbuch

cautious
{s} ihtiyatlı

Tom son derece ihtiyatlı. - Tom is extremely cautious.

Tom Mary'nin gereksiz yere ihtiyatlı olduğunu düşünüyor. - Tom thinks that Mary is being unnecessarily cautious.

cautious
{s} tedbirli

Biz tedbirli davranıyoruz. - We're being cautious.

Ben tedbirli olmaya çalışıyorum. - I'm trying to be cautious.

cautious
müdebbir
cautious
dikkatli

Tom dikkatli bir şekilde taşındı. - Tom moved cautiously.

Bob'a kalırsa, bir şey dönüyor. Buna karşılık, Jane çok dikkatli. - As far as Bob is concerned, anything goes. By contrast, Jane is very cautious.

cautious
önemli
cautious
sakıngan

Yeni bir şey denemeyecek kadar sakıngan. - He is too cautious to try anything new.

cautious
{s} sakınan
cautious
cautiously ihtiyatla cautiousness ihtiyatlılık
Englisch - Englisch
cautious
unwilling to take risks

    Silbentrennung

    un·will·ing to take risks

    Türkische aussprache

    ınwîlîng tı teyk rîsks

    Aussprache

    /ənˈwələɴɢ tə ˈtāk ˈrəsks/ /ənˈwɪlɪŋ tə ˈteɪk ˈrɪsks/
Favoriten