unvoreingenommen

listen to the pronunciation of unvoreingenommen
Deutsch - Türkisch
{'unfo: rayngıno: mın} tarafsız
önyargısız, tarafsız
Englisch - Türkisch

Definition von unvoreingenommen im Englisch Türkisch wörterbuch

candid
içten
candid
{s} samimi

Tom her zaman samimi. - Tom is always candid.

Görüşmelerde dürüst ve samimi olmak zorundasın. - You have to be up-front and candid at interviews.

candid
dobra
candid
asıl fikrini gizlemeyen
candid
dobra dobra
candid
(Televizyon) gizli kamera
candid
dürüst

Görüşmelerde dürüst ve samimi olmak zorundasın. - You have to be up-front and candid at interviews.

candid
(kamera) gizli
candid
{s} tarafsız
candid
{s} candan
candid
candidness samimiyet
candid
(sıfat) samimi, candan, içten, açık, dürüst, saf, tarafsız; gizli çekimde kullanılan
candid
{s} gerçek, asıl (fikir)
candid
riyasız
candid
candid camera photographs kusurları gizlemeyen fotoğraflar
candid
tarafsızca
candid
{s} gizli çekimde kullanılan
candid
{s} açık, asıl fikrini gizlemeyen; açık yürekli, samimi, içten