unvan

listen to the pronunciation of unvan
Türkisch - Englisch
{i} title

After winning all the matches, he got the title of champion. - Tüm maçları kazandıktan sonra şampiyon unvanını aldı.

Valentina Tereshkova was honored with the title of Hero of the Soviet Union. - Valentina Tereshkova Sovyetler Birliği Kahramanı unvanıyla onurlandırıldı.

title (of rank or dignity)
title san
law name (of a business or firm)
(Politika, Siyaset) head
position

A big title does not necessarily mean a high position. - Büyük bir unvan mutlaka yüksek bir görev anlamına gelmez.

(Bilgisayar) job title
style
designation
appellative
appellation
ünvan
title

The boxer had to lose weight for the title match. - Boksör, ünvan maçı için kilo kaybetmek zorundaydı.

Grandmaster is the highest achievable title in chess. - Büyükusta satrançta en yüksek ulaşılabilir ünvandır.

ünvan
degree
kral veya eşine verilen unvan
majesty
unvanlar
nomenclature
ünvan
style
ünvan
caption
ünvan
address
eksik unvan
(Kanun) imperfect title
uzun unvan
(Askeri) long title
ünvan
denotation
ünvan
superscription
ünvan
appellation
ünvan
name
ünvan
designation
Türkisch - Türkisch
Bir kimsenin işi, mesleği veya toplum içindeki durumu ile ilgili olarak kullanılan ad, san
Bir kimsenin işi, mesleği veya toplum içindeki durumu ile ilgili olarak kullanılan ad, san: "Deme bana Oğuz, Kayı, Osmanlı / Türk'üm, bu ad her unvandan üstündür."- Z. Gökalp
(Osmanlı Dönemi) isim, lâkap, nâm; ûn
ticari unvan
Ticarethanelerin kullanma zorunda oldukları isim veya unvan
ÜNVAN
(Osmanlı Dönemi) İsim. Lâkab. Adres
ÜNVAN
(Hukuk) San; belli kimselere verilen titr
ÜNVAN
(Osmanlı Dönemi) Önsöz, mukaddeme
unvan
Favoriten