Kamp gezisi sırasında, Tom dizanteri oldu.
- While on the camping trip, Tom got dysentery.
Sürüş sırasında elde tutulan bir cep telefonu ile konuşmanın büyük cezaları vardır.
- There are big fines for talking on a hand-held mobile phone while driving.
Amerika'da iken İngilizce becerisini geliştirdi.
- He developed his English skill while he was in America.
O, Japonya'da iken kasaba kasaba dolaştı.
- He went about from town to town while he was in Japan.
İngilizce sevmesine rağmen, o, matematikte zayıftır.
- While he likes English, he is weak in mathematics.
Lütfen sürüş esnasında sürücüyle konuşmayın.
- Please do not talk to the driver while he's driving.
Hava çok sıkıntılı;sanırım kısa süre içinde gök gürleyecek.
- It's so muggy; I think it will thunder in a short while.
Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
- While there is life, there is hope.
Biz kek yerken ve çay içerken gece geç saatlere kadar konuştuk.
- We conversed until late at night while eating cake and drinking tea.
Neden yaptığımı bitirinceye kadar burada beklemiyorsun?
- Why don't you wait here while I finish what I'm doing?
Biz telefonda konuşurken bağlantı kesildi.
- We were cut off while talking on the telephone.
Araba sürerken emniyet kemerini bağla.
- Fasten your seat belt while driving.
Bazen yeni şeyleri denemek iyidir.
- It's good to try new things once in a while.
Tom kısa sürede ziyaret edecek.
- Tom is coming over in a little while.
Ben orada kısa süre içinde olacağım.
- I'll be there in a little while.