unthought of

listen to the pronunciation of unthought of
Englisch - Türkisch
düşünülmemiş
umulmadık
düşünülmeyen
unutulmuş
akla hayale gelmedik
unexpected
beklenmedik

Onunla oldukça beklenmedik bir şekilde tanıştım. - I met him quite unexpectedly.

Ben, onun beklenmedik ziyaretinden mutlu oldum. - I was happy for her unexpected visit.

unexpected
(Osmanlıca) sünuhat
unexpected
beklenmez
unexpected
ummadık

Bir şey kesin; ummadık taş, baş yarabilir. - One thing's for sure: you can expect the unexpected.

unexpected
(Osmanlıca) zuhurat
unexpected
beklenmeyen

Beklenmeyen bir para erkek kardeşimin ve karısının maddi durumunu düzeltti. - The unexpected windfall has put my brother and his wife on easy street.

O, oldukça beklenmeyen bir durumdur. - That is rather unexpected.

unexpected
Umulmayan

Ve sonra umulmayan bir şey cereyan etti. - And then something unexpected occurred.

Umulmayan şeyden korkma ama kendini buna hazırla. - Do not fear the unexpected, but be prepared for it.

unexpected
{s} umulmadık

Üç yıllık yokluğun ardından umulmadık bir şekilde ortaya çıktı. - He appeared unexpectedly after three years of absence.

Aniden umulmadık bir şey meydana geldi. - Suddenly, something unexpected happened.

unexpected
ansızın

O ansızın sana aptal dedi. - He unexpectedly called you stupid.

unexpected
beklenilmeyen
unexpected
ani olarak
unexpected
beklenilmedik
unexpected
{s} davetsiz

Her zaman davetsiz gelir mutluluk. - Happiness is always unexpected.

Davetsiz misafirleri sevmiyoruz. - We don't like unexpected guests.

unexpected
unexpectednessansızın olma
unexpected
unexpectedlybeklenilmeden
unthought
{s} düşünülmemiş
unthought
(sıfat) düşünülmemiş
unthoughtof
hatıra gelmemi
unthoughtof
düşünülmemiş
Englisch - Englisch
{a} not regarded, not minded, unexpected
unexpected
unimagined
unthought
{s} not previously thought about; unexpected
unthought
so unexpected as to have not been imagined; "an unhoped-for piece of luck"; "an unthought advantage"; "an unthought-of place to find the key"
unthought of
Favoriten