unrestrained or uninhibited

listen to the pronunciation of unrestrained or uninhibited
Englisch - Türkisch

Definition von unrestrained or uninhibited im Englisch Türkisch wörterbuch

wild
{s} yabani

Bir kütüğün altında bazı yabani mantarlar buldum. - I found some wild mushrooms under the log.

Yabani kuşları izliyorum. - I am watching wild birds.

wild
vahşi

Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır. - Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.

Bazı vahşi kediler komşumun evinin altında yaşarlar. - Some wild cats live under my neighbor's house.

wild
uygarlaşmamış
wild
asi
wild
acayip
wild
bayılmak
wild
hiddetli
wild
Yaban hayatı

Bölge, manzarası ve yaban hayatı ile ünlüdür. - The area is notable for its scenery and wildlife.

Tom bir yaban hayatı sığınma evi yaratmak için mülkünü bağışladı. - Tom donated his estate to create a wildlife sanctuary.

wild
Coşkulu
wild
zırzop
wild
{s} serkeş
wild
{s} sinirli
wild
{s} rasgele
wild
serseri bazı iskambil oyunlarında kıymeti sabit olmayan k
wild
(isim) ıssız, tenha
wild
dönek
wild
{s} delişmen
wild
(zarf) çılgınca, vahşice, başıboş bir şekilde
wild
{s} çılgınca

Kalbi çılgınca çarpıyordu. - His heart was beating wildly.

Tüketici fiyat endeksi çılgınca dalgalanıyor. - The consumer price index has been fluctuating wildly.

wild
{i} tenha

Parti oldukça tenhaydı. - The party was pretty wild.

Englisch - Englisch
wild
unrestrained or uninhibited

    Silbentrennung

    un·re·strained or un·in·hi·bi·ted

    Türkische aussprache

    ʌnristreynd ır ʌnînhîbîtîd

    Aussprache

    /ˌənrēˈstrānd ər ˌənənˈhəbətəd/ /ˌʌnriːˈstreɪnd ɜr ˌʌnɪnˈhɪbɪtɪd/
Favoriten