unlustig

listen to the pronunciation of unlustig
Deutsch - Türkisch
isteksiz , keyifsiz
isteksiz, hevessiz, gönülsüz, şevksiz
gönülsüz
Englisch - Türkisch

Definition von unlustig im Englisch Türkisch wörterbuch

reluctant
gönülsüz

Leyla'nın soyduğu evli erkekler, utanç yüzünden onu bildirmekte gönülsüzdüler. - The married men that Layla robbed were reluctant to report her because of the embarrassment.

Ona yardım etmek için gönülsüzüm. - I am reluctant to help him.

reluctant
{s} isteksiz

George o zor işi almaya isteksizdir. - George is reluctant to take on that difficult job.

Tom gitmeye isteksizdi. - Tom was reluctant to go.

reluctant
{s} ağırdan alan
reluctant
gönülsüzlükle
reluctant
rızasızlık
reluctant
gönülsüzlük
reluctant
tereddütlü
unready
hazır olmayan
unready
ağır kanlı
reluctant
istenmeden yapılan
reluctant
istemeyiş
reluctant
zorla yapılan
unready
{s} çabuk davranmayan
unready
{s} hazır değil
unready
tetik olmayan
unready
{s} hazırlıksız
Deutsch - Englisch
unready
reluctant